serdar özkan

nobran
1987 doğumlu dolayısıyla 20 yaşında olan ve orta sahanın her yerinde oynayabilme özelliğine sahip futbolcu. kendisi 4 yıldır ki yanlış hatırlamıyorsam lucescu zamanından beri geleceğin yıldızı gösterilip -bisikletle idmana gelirken ki fotoğrafları çıkardı gazetelerde- nedense diğer hocalar tarafından bir türlü tutulmamış ikinci lig takımlarına pişmesi mantığıyla kiralanmıştır. kısmet ertuğrul sağlam a imiş demek ki..
redcrow
kolay kolay bir türk futbolcusunun potansiyeli ile ilgili (genelde göt ettikleri için), yorum yapmam ama bu çocuk tam bir futbol yıldızı..tuncay şanlı ile gökdeniz karadeniz karışımı.tuncay’dan daha teknik, gökdeniz’den daha hızlı.şimdiye kadar iyi oyununun sebebinin aşırı motivasyon ve tesadüf olabileceğini düşünüyordum lakin 4 avrupa, 3 lig maçını izledikten sonra emin oldum ki, adam ülkemiz futbolcu standartlarının çok çok üzerinde..özellikle bu gece oynanan zürih maçında ne kadar klas bir futbolcu olduğunu herkese kanıtladı.inanılmaz bir zevkle izledim kendisini.sahanın heryerine bilinçli bir şekilde basan oyun anlayışı, hem takım, hem izleyenler için inanılmaz keyif verici..adamı durdurmanın tek yolu ayaklarını yerden kesen sağlam bir tekme atmak..umarım beşiktaş ve milli takımda nice yıllar izleriz kendisini..

allah krampanunu düz bastırsın.
ladycapulet
ağustos 1975’te doğan serdar özkan, ortaokul ve liseyi robert kolej’de okudu. lisans eğitimi için amerika’ya giderek, lehigh üniversitesi’nde işletme ve psikoloji eğitimi gördü. halen istanbul’da yaşayan serdar özkan 2002 yılından beri full-time roman yazarlığıyla uğraşıyor.
ilk romanı kayıp gül bugüne kadar 29 dile çevrildi, 40’tan fazla ülkede basıldı. brezilya’dan japonya’ya, kanada’dan endonezya’ya dünyanın dört bir yanında okurların büyük ilgi ve beğenisini kazanan kayıp gül, birçok ülkede haftalarca bestseller listelerinde yer aldı.



epikuros
sözlükte dahi iplenmediğinden kelli, kayda değer bir oyuncu olmadığı herkes gibi mustafa denizli tarafından da tespit edildiğinden, galatasaray’a gidişine mani olunmamıştır. bir kaç gün önce bucaspor’dan transfer edilen mehmet batdal’la beraber, galatasaray’a bedelsiz olarak transfer olmuştur.

uzun yıllar beşiktaş’ta kendisine şans tanınmıştır. fakat, bal yapmayan arı olduğu henüz keşfedilmiştir. koşar, çalım atar, dripling yapar... "helal be mücadeleci çocuk, canını dişine takıyor, olacak bu" dersiniz, ama aslında ortada dişe dokunur hiç bir katkısı yoktur. o kadar kıçını yırtıp akıttığı terin nereye gittiğini anlayamazsınız. bi bakarsınız yıllar geçmiş, bi bakarsınız yıldız olmasını beklediğiniz adam daha da geri gitmiş. pişecek pişecek dediğiniz adam yanmış gitmiştir.

gitmesi hayırlı olmuştur, hem kendisi hem de beşiktaş için. son vuruş yeteneğini geliştirip, aynı adama üç dört kere çalım atmayı bırakır da zamanında pas vermeyi öğrenirse, rakibin küçük bir darbesiyle yere yığılmayacak kadar fiziğini güçlendirebilirse, topla beraber auta çıkmayı bırakırsa adam olacaktır diyecem ama kendini düzeltebileceğinden ümidi kesmeseydik biz gönderirmiydik adamı hacı!

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol